ÇİN'in BAŞINA GELEN BELA :
KOMPLO TEORİSİ mi, GERÇEK mi, YOKSA NAZAR mı ????
Ahlar olsun Çin, vahlar olsun Çin, ne oldu sana böyle nazarlaramı geldin yoksam papaz büyülerimi yaptılar sana, yada hoca.
Daha dün öncesine kadar, tüm üretim araçlarının devletin elinde bulunduğu dünyanın en büyük komünist ülkesi iken dün, yetmiş yıldır ülkemizin kronikleşmiş ana muhalefet partisi CHP nin bir türlü cesaret edip el atamadığı pazar ekonomisine gel yanıma dedin, iki zıt kardeşe benzesek de, birleşelim ortak bir noktada dedin ve dediğini de yaptın, sonra nemi oldu :
Neredeyse tüm dünya ticaretini eline geçirdin, dünyada ne kadar sanayide, teknolojide geri kalmış ülkenin insanları varsa, yaşamları boyunca sahip olamıyacakları sanayi ürünlerini kolaylıkla almalarını sağladın, yeter artık sömürüldüğünüz, sizde insansınız, sizde kullanın o böyyyük ülke insanlarının kullandığı motosiklet gibi, bilgisayar gibi, telefon gibi, ses ve görüntü aparatları ve benzeri cihazları, araçları sizde kullanın dedin, sizde onlar gibi birer bireysiniz dedin ve neticede dediklerinide yerine getirdin.
Asgari ücretlisinden, sıradan memuruna kadar dünyada ne kadar insan varsa hemen hemen hepsinin eline vede kullanımına sundun tüm bu cihaz ve eşyaları.
Sen içine kapanık vede daha dünyaya açılmamışken, bir asgari ücretlinin 20-25 aylık ücretini yemeden içmeden biriktirerek alabildiği sıradan bir motosikleti en çok iki aylık ücretle, diğer irili ufaklı sanayi ürünlerini ise bırakın aylarca para biriktirmeyi haftalık ücretleri ile almalarını sağladın;
Bunlarda yetmedi çağdaş ülkeler ne yapıyorsa hepsine el attın, dünyadaki emperyal tekelin tamamını yıkamadıysan da üzerlerinde deprem etkisi yarattın, yıkılacak seviyeye getirdin.
Bunlardan biriside dünya modası ile kozmetik sanayisi idi, komünist sistemin asla yaklaşamıyacağı bu sektörlere de el attın, dünya moda ve kozmetik sektörleriyle yarışmaya kalktın, çoğu bölgeleri ele geçirdin, Avrupa'nın, Amerika'nın aranır sektörleri sınıfına girerken, tüm Asya'nın bu sektörlerde merkezi haline geldin.
En sonunda da, az gelişmiş yada tam gelişmiş olsun tüm dünya ülkelerinin hiç birisinin, bırakın uygulamasını, aklına dahi getiremediği bir yeniliği, "Çin işi Japon işi, bunu yapan iki kişi, biri erkek biri dişi" deyimine uyarak moda dünyasına soktun.
Ülkende, özellikle belirli eyaletlerinde, kentlerinde ne kadar güzel, endamlı kadın manken varsa saldın onları sokaklara, podyumlarda neymiş dedin, moda defilelerini sokaklara taşıdın böyle güzel cicili bicili hanım mankenlerle, sanki normal sosyal yaşamlanını sürdüren sıradan insanlar gibi.
Bizde işlemiştik bu Web sitemizin sayfalarında, göz alıcı moda görsellerini izleyicilerimize detaylı olarak anlatıp sunarak, bayağıda beğeni kazanmıştı bu moda etkinlikleri.
Ve Sonrası:
Dünya ticaretini allak bullak eden ve emperyal güçlerin sömürüsüne set çekmeye çalışan Çin Devleti, ne nazarlara gelmişti, nede papaz yada hoca büyülerine maruz kalmıştı.
Bu hızlı gelişimine dur orada artık diyenler çıktı ortaya, ekmeğimize mani oluyorsun diyorlardı, dünya hakimiyetimiz elden çıkacak, koyun gibi güttüğümüz ülkeler kaybolacak, onlara istediklerimizi yaptıramıyacağız, sanayi ürünlerimiz elimizde kalacak diyor ve sıralayıp duruyorlardı.
Nihayet adına ABD denen ve kendisini dünyanın karakol komutanı sayan devlet bayrağı çeker, arkasına aldığı dedelerinin ülkesi Avrupa ile birlikte ticaret savaşına başlar.
Gümrük vergilerinin aşırı derece yükseltilmesi yetmemiş olacakki, Çin mallarının kastrojen madde taşıdığı, çeşitli hastalıklara neden olacağı, dayanıksız vede kullanılşız olduğu gibi bir sürü yalan dolan ileri sürülmaş, bu saçmalıklara emirlerindeki satılmış yöneticileri bulunan ülkelerde katılmış ama gel görki, ne emperyal devletlerin, nede kontrol edebildikleri ülkelerin satılmış yöneticilerinin gayretleri Çin mallarının üretimine ve tüketimine engel olamaz.
Olamaz çünkü Çin devletinin ihraç ettiği ürünler, devlet bazında satın alınan büyük ölçekli silah sanayi, petrol veya benzeri stratejik mahiyetteki ürünler dışında kalan ve direkt halka yönelik tüketim ürünlerini kapsıyor.
Dolayısıyle tüketici halk, nerede kendisine daha yararlı saydığı, nerede daha ekonomik ve daha kullanışlı olduğunu düşündüğü ürüne doğru yönelir, bu eğilim hiç bir yasa veya güç kullanarak önlenemez.
Sosyalist bir sistemle idare edilmesine rağmen, ülkesi için cesur adımlar atabilen Komünist Çin'in dirayetli vede kabiliyetli yöneticileri, pazar ekonomisine kapıları açarak, dünya ticaretini ele geçirmesine karşı koyamayan emperyal güçler çare üretme peşine düşer.
Öyle bir çare bulmaları gerekir ki Çin'in, dünya ticaretindeki bu hızlı gidişatı hiç bir güç veya herhangi bir uygulamaya başvurulmaksızın kendiliğinden yok olsun, yada en azından emperyal sömürücü ülkelerin ekonomisini sarsacak durumdan uzaklaşsın.
Sonunda gizlice karar verilir ve gelişmiş labaratuarlarda, kuş gribi yada başka türlü bulaşıcı virüslerden kolaylıkla elde ettikleri (Hollanda'da üretilen katliam virüsü gibi) bir virüs damlacığını, ajanları yada herhangi bir sıradan vatandaşın yardımı ile Çin'e ulaştırması istenir.
Kimilerinin, gerçek olabilir neden olmasın, kimilerinin ise komplo teorisidir diyeceği olayın uygulanmasına geçilir ve önceden planlandığı gibi, Çin'de en çok yabani hayvan ve yaban hayvan eti ticaretinin yaygın olduğu Wuhan Kenti seçilir, yabani hayvanlardan bulaştığı kanaatini yaymak için, ve ve virüs kolaylıkla hayvan satımı yapılan pazarda yabani hayvanlara ve etlere bulaştırılır, gerisi çorap söküğü gibi gelecektir artık.
Hiç bir kurumun aklına gelemiyecektir bu virüsün sunni yollarla bulaştırıldığı, nasıl olsa genelde Asya ve Afrika'da ortaya çıkar böyle bulaşıcı virüsler ve neredeyse tamamında da suçlu hep hayvanlardır.
Kuş gribi, Domuz gribi, Kenelerden bulaşan Kırım-Kongo ve benzeri gibi hastalıkları taşıyan suçlu hayvanlar her nedense hep Asya'da yada Afrika'da bulunur, özellikle Amerika'da, Avrupa'da hiç bulunmaz, sanki oralarda kökü kazınmıştır.
ABD ve şürekası emperyal ülkeler amaçlarına ulaşmıştır, virüs hızla yayılmaktadır, Çin mallarına talep de anında durmuştur, masrafsız, emeksiz süper bir önlem.
Ama işler tersine gitmeye başlamıştır, okyanusu geçip Amerika Kıtası'na gelemiyecektir, Avrupa ise çok uzak, okadan mesafeyi katedene kadar nasıl olsa virüs etkisini kaybeder düşüncesi hüsranla son bulur ve virüs tam aksine bu ülkeleri üs olarak seçer, vakalar ve ölümlerde, Çin'den sonra en çok bu ülkelerde meydana gelir.
Hani derler ya "Etme bulma dünyası" yada "Allahın sopası yokki" deyimleri tam da bu olay için biçilmiş kaftan misali.
Çin, Asya virüsten yavaş yavaş kurtulurken, sebeb olanlar ne yapacağını şaşırmış durumda, vakalar, ölümler.
Alın size bir komplo teorisi yada gerçekleşmiş versiyonu, gelecek zaman içinde neyin gerçek, neyin komplo olduğu nasıl olsa ortaya çıkacaktır.
BENZER KONULAR
Çin'de tekstil sektörü ve MODA
Korona dan korunmanın 14 yolu
Kuş gribi virüsünden elde edilen KATLİAM Virüsü
Follow @AlpWebSite
Tweetle
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder