Urfa da Bir Kedi Kurtarma Rezaleti

HAYVANLARA YARDIM ve KURTARMADA BİR EĞİTİMSİZLİK ÖRNEĞİ

25.Nisan.2016 Günü yazılı ve görsel basında bir haber, ve hemen hemen başlıklar aynı sayılır, sadece bir ulusal kanalınki hariç, "Şanlıurfa'da kurtarılmaya çalışılan kedi 5. kattan yere düştü" birdiğeri zemine düştü derken o malum ulusal kanalın çok hayvansever spikeri adeta oh olsun, çok güzel olmuş dercesine "Şanlıurfa'da kurtarılmak istenen kedi 5.kattan yere çakıldı" böylesine yuh denmezde ne denir sizce.

Olay Şanlıurfa Merkez Sarayönü Mahallesi, Asvalt Caddesi üzerinde bulunan 5 katlı bir apartmanda meydana geliyor. Apartmanın 5. kat balkon üzerindeki saçak arasında mahsur kalan kedinin miyavladığını ve yardım istediğini fark eden bir hayvansever, zaman kaybetmeksizin itfaiyeyi arar ve yardım ister.

İtfaiye anında gelir, merdiven uzatılır, birkaç itfaiyecide çatıya çıkarak kediyi kurtarmak ve aşağıya indirmek için çalışmalara başlar.
Ancak ne yazıkki yapılan tüm çalışmalar, bilinmez belki itfaiyecilerin hayvan kurtarma eğitimini tam olarak almadıklarından, istenen sonucu vermez, yakalama anında gösterilen sert hareketler kedinin tepkisini çeker, korkutur ve heyacana katılan kedi tam kenarda iken kendisini aşağı bırakır, zemine düşer.
Ayakları üzerine düşmüş olmalıki, kedicik bir müddet öylece kaldıktan sonra ayağa kalkar ve kaçarak hızla ortadan kaybolur.

Buraya kadar anlatılanlar bir olayın nasıl meydana geldiğini açıklayan haber konusu, biz olayın insani boyutunu ve basit bir yakalama eyleminin neden başarılı olamadığını ve sonuçta zavallı kedinin ölümle sonuçlanabilecek bir duruma düştüğünü sorgulamaya çalışacağız.

Belki birileri ortaya çıkacak işin gücünmü yok, altı üstü bir kedi, ölse ne yazar, yaşasa ne yazar diyecektir ve bunu diyecek olanlarında ne acıdırki bizde ve bizim gibi diğer islam ülkelerinde halkın çoğunluğunu teşkil edecektir.
Çünkü semavi dinleri canlılarda insan, insan da ise erkek merkezlidir özelliklede islam dininde bu iki ayrıcalık bariz olarak ortaya çıkmakta, insan merkezliliği kayıtsız şartsız insan egemenliğine, insanda ise aynı derecede erkek egemenliğine dönüşmektedir.

Peki böyle bir hayvan kurtarma operasyonunda, istenmeyen sonuçlarla karşılaşılmaması için olması gereken nedir:

- Kediler evcil olmasına karşın, dünyanın en çok özgürlüğüne düşkün ve bu konuda taviz vermez tutumları olan hayvanlardandır. Hiçbir zaman canı pahasınada olsa zorlanmayı kabul etmez, aksine daha çok hırçınlaşır. Bundan dolayı itfaiyecilerin daha sıcak kanlı ve sevecen yaklaşmaları gerekirdi, sevdiği yiyecek konulmalıydı bir kenara yada özellikle su verilmeliydi, çünkü kediler açlığa dayanır ama susuzluğa asla dayanamaz, sakinleşmesi sağlandıktan sonra kedi kafesiyle, ağ torba ile en son seçenek te halka ile yakalanması sağlanmalıydı.
-Bunlarla uğraşılırken düşme veya atlama gibi davranışlar için aşağıya ağ gerilmeliydi yada birkaç kişinin tutacağı bir battaniye hazır bekletilmeliydi.

Tabiatıyle bunların yapılabilmesi içinde ön şart hayvan yakalamada veya ön sağlık yardımlarında  gerekli eğitimin itfaiyecilere verilmesi ve sabretmenin kurtarmaya yardımcı olacağı öğretilmeliydi.
Demekki itfaiyeci ve başka görevlilere olağanüstü hallerde insanlar için ilk yardım dersleri veriliyor ama iş hayvanlara gelince yok.

- Kedicik aşağı zemine düştüğü zaman, onu seyretmek yerine derhal kaldırılıp veterinere götürülmeliydi, onun bir zaman sonra kendine gelip ayağa kalkması ve kaçması sağlıklı olduğu anlamını taşımaz.

Resimde de görüldüğü gibi bir genç kediye bakarak ne yapacağını bilmezken, yanından geçen iki orta yaşlı dindar görünüşlü kişiler ise dönüp bakmıyorlar bile, bırakın yardım etmeyi.
Orada acı çeken canlımıdır, değilmidir, konuşamaz kendini ifade edemez, yardıma muhtaç ama kimin umurunda.

Bu tip kişiler hayvanlara olduğu kadar hemcinslerinede aynı duyarsızlıktadır o kesin, bencillik hepimizi sarmış, her koyun kendi bacağından asılır gibi saçma ata sözleri, yada allah korusun gibi yakarılar, oda yetmedi tahtaya üç kez tıklayıp kulak memesini çekmeler, sanki başına gelen canlı insan değilmiş, başka dünyaların acı nedir bilmeyen yaratıkları misali, empati yapmayı unutmuşuz diyemicem çünkü bilinmeyen şey unutulmazki, hayatımızda hiç yapmamışızki.

Bunun gibi olumsuzluklar ve insana yakışmayan davranışlar da ne yazıkki yine eğitimsizlikten, hemde islam dünyasının can damarı dini eğitimsizlikten.

Hal böyle olunca da Allahın bizlere emanet etmek üzere yarattığı hayvanlara karşı duyarsızlık, ilgisizlik ve merhamet duygularının harekete geçirilememesi, ne kentimiz peygamberler diyarıdır diyen Urfa halkına, nede özellikle kedi ve köpeklere karşı sevgisini, merhametini esirgemeyen, kedinin su içtiği kabtan abdest alabilen, 10 bin kişilik ordusu ile fethe giderken yavrularını emziren köpeği görünce ordunun gidiş istikametini anında değiştiren sevgili Peygamberimizin ümmetine yakışmıyor dostlar.




Follow @AlpWebSite
Bizi Takip Edin
Tweetle