YAYA OLARAK AVRUPA'yı DOLAŞAN KADIN BURSA'da SALDIRIYA UĞRADI
Bir yıl önce yaya
olarak Avrupa’yı dolaşmak üzere Hollanda’dan yola çıkan Jiska Nina Van
Garner(28), tüm Avrupa ülkelerini dolaşmış ve Avrupa’nın bir parçası olarak
düşündüğü Türkiye’ye Romanya üzerinden gelmiş ama yanılmış, çünkü Yeni
Türkiye’de yasaklar, ayıplar nedeniyle cinsel açlığa sürüklenen gençlerden bir
alçağın saldırısına uğramış.
Basından alınan
bilgilere göre Garner, yaya olarak devam ettiği macerasında, tüm Avrupa’yı
dolaşıyor, başına hiçbir şey gelmiyor, son olarak dünün kominist ülkesi Romanya’dan,
rahatlıkla geçiyor ve Türkiye’ye giriş yapıyor.
Yürüyüşüne devam eden
Garner Bursa’ya gelmek üzere iken İnegöl yakınlarında yolunu şaşırıyor yada
yoruluyor bilinmez, yardımsever motosikletli bir Türk genci, gurur duyacağımız
bir alçak, şerefsiz yaratık yardım teklifinde bulunuyor Garner’e ve
motosikletine alarak gideceği yere bırakacağını söylüyor.
İnsanların genç
denmesine dahi itiraz edeceği ilkel yaratık, istikametini ormanlık bir alana
çevirince, tehlikeyi fark eden Garner kendisini aşağı atıyor, düşüncede yara bere
alıyor, bir koluda kırılıyor, olaya neden olan sapık ise kaçarak ortadan
kayboluyor.
İnegöl’e bağlı Şipali
ve Akbaşlar köy yolu kenarında oturur durumda acı içinde ağlayan Garner’i gören
bir kamyon şoförü onu arabasına alıyor ve İnegöl girişinde telefonla haber
verdiği ambulansa teslim ediyor.
Hastaneye kaldırılan
Garner’in yara beresi tedavi edilirken, kolu alçıya alınıp taburcu ediliyor,
olaya el koyan jandarma sapık yaratığı anında yakalayıp savcılığa teslim
ediliyor.
Olayın vehameti,
vurdum duymazlığı ve kanunlarımızın saçma sapanlığı bundan sonra başlıyor.
Bilmem hangi dönemin, bilmem hangi oturumunda elini kaldırdığı kanunun ne
anlama geldiğini bilmeyen birkaç güzide milletvekilimizin sorumsuzluğu bu
olayda da kendisini gösteriyor ve Garner şikayetçi olmadığı için ilkellik
abidesi sapık serbest bırakılıyor ve binbir güçlükle kendisini yakalayan
fedakar jandarmaların önünden sırıtarak yoluna devam ediyor.
Ülkenin dışarıda itibarını
düşüren, turizme balta vuran böyle bir alçağa güle güle git, bir dahaki
gelişinde öldürde gel, ozaman gereğini yapalım dercesine salınan potansiyel
suçlu bu sapığın, ilerde yapacağı olaylarda kim suçlu sayılacak acaba.
- Böyle geri kalmış,
dininden vede geleneğinden dolayı kadınlara ikinci sınıf insan muamelesinin
yapıldığı ve cinsel obje olarak görüldüğü, birey olmalarına izin verilmediği,
bunlarda yetmezmiş gibi hukukun sadece kelime olarak varolduğu bir ülkede
başının belaya girmesinden korkarak şikayetçi olmayan Garner’mi,
- Şikayete tabi suçlar
gibi saçma sapan bir kanunu bilerek genel kurula getiren, zamanın iktidarlarımı
yada uykudan kalkıp elini niçin kaldırdığından habersiz kanunun çıkmasına neden
olan millet vekillerimi, (Öyle bir kanun ki adamın ağzını burnunu silah
kullanmadan kır, iyice patakla, sonrada adamı tehdit et şikayetten vazgeçir
elini kolunu sallıyarak dolaş)
- Kendi vicdani
kararlarını nazarı itibara almayıp, kanun böyledir diye, tutuklanma isteğinde
bulunmayan savcılarmı, yada tutuklamayan hakimlermi. ( Böyle davranan yargı
mensuplarından birisine hakaret içermediği halde, sen karışamazsın deyin
bakalım, kanunda olmadığı halde anında içerdesinizdir, ozaman vicdani karar
verme mekanizması devreye girer nedense)
Kimse sızlanmasın, sormasın,
sorgulamayada kalkmasın, burası Türkiye, kendisine münhasır yapısıyla,
gelenekleriyle acaip bir ülke. Güç kimin elinde ise yargıda odur, yasamada,
yürütmede ve çok yaşa padişahım çok yaşa, ezanlar susmasın (kalleş arap diliyle
tabi), bayraklar dalgalansın tabi minare aralarından seçilebilirse vede nüfus
hızla artsın, sınırlar büyüsün (Ne kadar büyük toprak ve kalabalık nüfus,
okadar güç gösterisi) bunların ardından da “Ne mutlu Türküm Diyene”
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder