Özgürce PAYLAŞIM: Anne Kedi ve Minik Yavruları

20.2.14

Anne Kedi ve Minik Yavruları

MUTLULUKLARI İLE ETRAFINA MUTLULUK DAĞITANLAR

20 Dakikanızı ayırın, arkanıza yaslanın, bu mutlu aileyi izleyin ve sizde onlarla birlikte mutluluğu yaşayın. Gözlerinin derinliğine iyice bakarken, gönderdikleri pozitif enerjiyide bünyenizde hissedin.

O yavruların birbirinden güzel oyunlarını, annenin şefkatli yaklaşımını tüm batı ülkeleri evlerinin içinde zevkle izler, aynı ortamı seve seve paylaşırken, aldıkları bu hazdan, bu mutluluktan nasibini alamayan yada almak istemeyen biz Türk'lerin, biz müslümanların geçerli bir nedenleri varmıdır acaba.

Onlar gibi, bu sevimli, cana yakın, insancıl ve pozitif enerji deposu güzelim dostları neden evlerine kabul etmezler, neden birlikte dünyayı paylaşmazlar, bu tür negatif tavırları hangi felsefeye, düşünceye, inanışa bağlarlar anlamak mümkün değil.

Kedi köpek gibi evcil hayvanların bulunduğu yaşam alanlarında, ofislerde ve evlerde onlarla birlikte yaşayan insanların, diğerlerine nazaran daha mutlu oldukları, stresten uzaklaştıkları dolayısıyla sağlıklı oldukları bilindiği halde, niçin bizim insanımızda onlar gibi davranmazlar, birlikte yaşamayı düşünmezler, bırakın birlikte yaşamayı, hamile olan hayvanları kapı önünde yada bahçelerinde doğurmasın diye sokağa kovma alçaklığını gösterirler ve neden, niçin ler okadar uzarken, toplum bilimciler, sosyologlar acaba biz Türk ve müslümanlar üzerinde bir araştırma yapmayı düşünürlermi dersiniz.

Bu ara birileriniz çıkıp ortaya tamam anladık, çok doğru söylüyorsunuz da siz niçin uygulamazsınız bu söylediklerinizi şeklinde bir soru yöneltirseniz, vereceğim yanıt, özgürlükler ve güvendiğiniz mesken masuniyeti konusunda sizleri sükutu hayale uğratacaktır.

Nasılmı buyurun :
Evinizde bırakın böyle kalabalık bir kedi ailesini tek de olsa bir hayvanı koruma altına almışsınız, besliyorsunuz, tüm sağlık muayene, aşı ve sağlık karneleri eksiksiz ama eksik olan bir şey var, hayvan sevgisi olan komşunuz, yoksa yandınız, birde bırakın hayvan sevgisini, o komşunuz bir hayvan düşmanı, hayvanlara karşı katil olabilecek kadar aşağılık, duygusuz, acımasız, adi bir yaratıksa :
Açar bir telefon belediye zabıtasına, komşum kedi/köpek besliyor, koku yapıyor, rahatsız oluyoruz der ve olay biter.

Kadirşinas hayvan dostları! zabıtalar çıkar yola gelirler evinize, kim şikayet etmiş, niçin etmiş, yönetime bildirilmişmi sorularına cevap vermeden, "Sizde kedi varmış, komşunuz rahatsız olmuş, ya siz sokağa bırakırsınız yada barınağa teslim edersiniz, yada 15 gün sonra biz gelir kediyi alır barınağa teslim ederiz" der, bir belge bırakarak gider.

Söyledikleri günde geri gelir zabıtalar, sizde biraz geri zekalı vede salaksanız, tedbirinizi almamışsanız, kediyi başka yere götürmemişseniz, o zavallı zaten insancıldır, ben burdayım dercesine kapıya gelir, zaten gelmesede hayvan dostu! zabıtalar eve girer, arar, bulur, alır götürür. Sizinde bırakın kediyi, köpeği, o çok güvendiğiniz "Mesken masuniyeti" güvenceniz bakmışsınız bir anda yok olur gider.

İşte bizler, hayvanların korunmasını, sahiplenmesini teşvik edeceği yerde, bir hayvan düşmanı yada katilinin şikayetiyle korunmaya alınmış sokak hayvanının dışarı atılmasına onay veren devletin himayesinde yaşamını sürdüren insanlarız.