GÜZEL ve ÇAĞDAŞ İZMİR’in BİR KÖYÜNDE İLKELLİK HAKİM
(Yeniden güncellendi. 11.06.2019)
Görsel basında takip ettiğim programlar genelde haber
bültenleri ile reality show programlarıdır.
Kimine göre bu show programlar belki zaman geçirmek için izlenir ama, aslında ülkemizin birebir yansımasıdır oradaki ele alınan konular ve olaylar.
Kimine göre bu show programlar belki zaman geçirmek için izlenir ama, aslında ülkemizin birebir yansımasıdır oradaki ele alınan konular ve olaylar.
Atv da yayınlanan Müge Anlı’nın hazırlayıp sunduğu Tatlı
Sert programında üç gündür üzerinde durulan
konu, Güzel İzmir’in gelişmiş İlçesi Kiraz’ın bir türlü çağa ayak uyduramayan geri kalmış Olgunlar Köyü'nde evinin
avlusundan kaçırılan bir kız çocuğu ve ÇOCUK GELİNLER rezaleti.
Ne olmuş yani, ülkenin her yöresinde böyle kız kaçırmalar
olur, abartmanın ne gereği var diyecek kadar örümcekleşmiş beyinli, ilkel
insanlar çok çıkar ülkemizde, onu biliyoruz ama, bu olay bir kız kaçırmadan
ziyade, bir çocuk kaçırma.
Bu olaya, ilkellik ve geri kafalılık sonucu ortay çıkan kız
kaçırma vakası değil sadece ve sadece sapıklık denir.
Tamamı, islamın bekçiliğini üstlenmiş, yetmedi çağdaş dünyanın terörist olarak ilan ettiği Mısır'daki şeriatçi müslüman kardeşler örgütü'nün (İhvan) avukatlığını savunan, bu da yetmemiş olacakki, adı geçen örgütün kodese tıkılmış yobaz lideri Mursi'yi ülkemizde misafir olarak davet edeceğini açıklayan bir liderin resmen besleme propaganda basını olmuş.
İzmir/Kirazlı’ya bağlı Olgunlar Köyünde, evliliği normal yollardan değilde kızı zorla kaçırarak kurmayı usul haline getirmiş ortaçağdan kalma ilkel bir aileden 30 yaşında boşanmış bir adam müsveddesi, henüz ilköğretimde okuyan 12 yaşındaki kız çocuğunu zorla evinin avlusundan kaçırıyor.
Aradan bir ay geçmiş olmasına rağmen ne o adam olacak
mahluktan nede kız çocuğundan bir haber yok.
Çocuğun kaçırıldığını köy muhtarı öğreniyor ama adli
mercilere haber verip vermediği meçhul, çünkü takip eden yok.
Sonrada Çocuk Gelinler Rezaleti ve yobazlar sürüsü
Burası Türkiye, ne 12 yaş buluğ yaşıdır deyip evliliğinde
sakınca yoktur diyebilen ve bunuda İslam dinine bağlayan Afganistan, Somali,
Sudan; nede bölge sıcak iklim bölgesidir ve kız çocukları 9 yaşında buluğu
çağına girer, evlenebilmeleri için yasa teklifi verilmesini isteyen ve Tayip
Bey tarafından bağrına basacak kadar sevilen Mursi’nin devlet başkanı olduğu
Mısır yada diğer Arap ülkeleri değil ;
Burası dünyada bir eşi daha bulunmayan büyük lider
Atatürk’ün Çağdaş, Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
Evet Devletin ismi çok güzelde, ülkenin sosyal yaşamı bu
kriterlere uyuyormu, cevap kocaman bir hayır.
2- Şayet uymuş olsaydı, ülkenin çeşitli yörelerinde, 15 yaşını
dolduran kız çocuğuna, ebeveynlerin rızası ile evlenme izni verilmezdi.
3- Şayet uymuş olsaydı, kız çocukları bir meta gibi, para
karşılığı , arazi karşılığı, hayvan karşılığı satılmazdı, alınmazdı yada
karşılıklı değiş tokuş yapılmazdı.
4- Şayet uymuş olsaydı, flört etti diye kız çocukları diri diri
toprağa gömülmezdi, boğazlanıp kuyuya atılmazdı yada aile kararıyla
kurşunlanmazdı, bıçaklanmazdı.
5- Şayet uymuş olsaydı, boşanmak isteyen eşini, yada evlenmek
istemeyen sevgilisini, daha anlamını dahi bilmediği namus saçmalığına
sığınarak, sokak ortasında kan revan içinde bırakıp öldüremezdi.
Ve bunlardan daha onlarcası sıralanabilir, çağdaş saydığımız
ülkemizde, çağdaşlığın öyle dört çekerle, son model telefonlarla, giyimle
kuşamla olamıyacağını öğrenemediğimiz için.
Sonuç olarak, 1923 yılında Cumhuriyet kurulduktan sonra,
çağdaşlık yolunda dünyanın hiçbir yerinde kadınlara, dolayısıyla kız
çocuklarına verilmeyen haklar verilmiş, gerek eğitimde ve gerekse dinde, halkı
uyutucu, beyinlerini uyuşturucu tavır ve
uygulamalardan kaçınılmış, halkın istediği değil, çağdaş dünya yaşamı
hedeflenmiştir. (Halkın isteği yerine getirilseydi, bugün Atatürk, I nci
Padişah Mustafa Kemal diye anılırdı)
Ancak II.Dünya Savaşı’dan sonra kutuplaşan dünyada, ABD nin
can damarı olan Orta Doğu petrol yataklarına SSCB nin kaymasını önleyici
tedbirler içinde Türkiye’ninde kullanılması söz konusu olunca, İnönü
iktidarıyla bunu başaramıyacağını gören ABD çareler aramaya başlar ve İnönü
iktidarının devrilerek işbirlikçi bir hükümetin yönetime geçmesi gerektiği
benimsenir.
Bunun içinde büyük toprak sahipleri eşliğinde din merkezli ve
kapitalizme yeşil ışık yakacak bir iktidarı yeterli görerek iki devredir
muhalif kanatta bulunan toprak ağası Adnan Menderes ve ekibini desteklemeye
karar verir.
ABD, Müslüman Türk toplumunun din konusundaki hassasiyetini
çok iyi bildiği için, Menderes’den din konusuna ağırlık vermesini, yavaş yavaş
dini özgürlük masalıyla Cumhuriyet öncesi zamana dönülmesini ister ve iktidarın
kazanılması ile devamının buna bağlı
olduğunu söyler.
Ayrıca gerek iktidara yürürken ve gerekse iktidarları
döneminde, başta Truman Doktrini ve Marshall Planı çerçevesinde yapılacak
yardımların ardından açık destek yardımlarınında yapılacağını vaat eder.
Nihayet 1950 seçimlerini açık farkla kazanan Menderes,
verdiği sözlerini hemen yerine getirmeye başlar ve ilk önce iktidarının devamı
için dinde geri dönüşü başlatır ve simge olarak da Türkçe ezanın Arapça olarak
okunmasını sağlar.
Böylece 1950 lerde başlayan başlayan irticai faaliyetler 60
yıl sonra meyvesini verir ve ABD nin istediği
model sunni İslam sistemi AKP ne nasip olan son darbeyle yerine oturur,
böylece başında Laiklik kelimesi bulunan Türkiye Cumhuriyeti bir İslam devleti
hüviyetine dönüşmüş olur.
Hal böyle olunca da tabiatıyle Atatürk’ün kadınlara verdiği tüm özgürlük ve kişilik hakları ortadan kalkar, namus, şeref, haysiyet sadece kadınlara endekslenir, kadın denildiğinde alınan verilen bir meta ve sahiplenme ortaya çıkar, AKP lilerin çok sevdiği Mısır İhvan lideri yobaz Mursi uygulaması gibi, kız çocukların 11-12 yaşlarında evlenmeleri normal duruma gelir.
Ve medeniyetin beşiği dediğimiz Güzel İzmir’in bir ilçesi,
Yazar Yüksel Aytuğ’un dile getirdiği gibi :
Bizim vahşi batı şeklinde adlandırılır, boşanmak isteyen
kadınlar boğazlanır, flört yapan kızlarımız diri diri toprağa gömülür, tüm bu
rezaletlikler diz boyu devam ederken de bir lider çıkar, ülkemiz gelişiyor,
Avrupa’yı yarı yolda bırakacağız gibi palavralarla bir türlü uyanamayan millete
biraz daha takviye uyku ilacı vererek, muhtemel bir uyanma şansınıda tamamen
yok eder.
KİRAZ İLÇESİ - İZMİR - MARSHALL PLANI - TRUMAN - ÇOCUK GELİN - KAÇIRILAN KIZ ÇOCUĞU - VAHŞİ BATI - TÜRKÇE EZAN - MENDERES - TOPRAK AĞASI - CUMHURİYET - SUNNİ İSLAM
Tweetle
YanıtlaSilİzmir/Kiraz'daki kız çocuğu kaçırma Olayında adı geçen aşağılık yaratık M.K.(30) ile kaçırmış olduğu 12 yaşındaki Fatma Uzun nihayet Müge Anlı'nın olaya el atmasının ardından 4.Haziran.2014 tarihinde aynı ilçede kıskıvrak yakalandı. Çocuk ailesine teslim edilirken sapık pislik şerefsiz herif kodesi boyladı.
Artık biraz adam olalımda böyle alçakları aramızda barındırmayalım.