30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Geçmiş yıllarda onlarca bayram geçirdik ama son yıllardaki gibi bilinçli olarak tüm görselliği ve etkinlikleri pasifize edilmiş böyle bayramlar görmedik.
Özelliklede grup içindeki hanımlar, Cumhuriyet devrimlerinin sizlere sunduğu, ozamanlar dünyada çok az sayıda ülkelerin, kadınlarına verdiği hakların üzerindeki bireyliği kazanma ve insan haklarına sahip olma olgusu çokmu üzdü sizi yada çokmu bol geldi bu tür demokratik haklar, biz erkeklere göre ikinci sınıflığı kabul ediyoruz, erimiz ne derse doğru söyler ve onların arkasından gideriz felsefesi çokmu hoşunuza gidiyor.
Sonrada 30 Ağustos ve diğer tüm zaferlerin nasıl kazanıldığına çok azda olsa ışık tutacak olan GAZİ KOVAN makalesini okusunlar vede ekindeki videoyu izlesinler.
Tweetle
Analarımızı dul kalmaktan kurtarmak mı? İstiklal Mahkemeleri'nde asılan nice insanın karısı dul kaldı. Sadece resmi tarih okuyan biri yanılır, devrimcilerin hazırladığı tarih kitapları yalanlarla doludur ve devrimin gerçekleşmesi için böyle yapılmıştır. Devr-i sabık dediğimiz "eskiyi çöpe atma" gerçekleşmezse devrim yapamazsın, bu yüzden de oturur resmi tarih yazarsın. Ama içinde bulunduğumuz dönemde gerçek tarih kendisini ortaya koyarken hala resmi tarihi temel alan bir yaklaşım kabul edilemez. Bu yüzden "hiç mi tarih okumazlar" lafı boştur.
YanıtlaSilDoğru söylersiniz, İstiklal Mahkemeleri'nde alınan tüm kararları tasvibetmek mümkün değil tabidirki. Ancak yıkılmış din merkezli bir mutlakiyet rejiminden, halkın hiç bilmediği vede duymadığı demokratik sistemi getirecek olan Cumhuriyet rejimine dönüşümün acısı ve etkisi çok büyük olacaktır. Böyle bir devletin idamesine karar vermiş gücün, arada ortaya çıkacak olan ve halkında tasvip ettiği rejime geri dönüşü zorla yerine getirmek isteyen odaklara karşı acımasız olması doğal karşılanmalıdır. Çünkü halk hiç bilmediği bir rejime karşı kulluğu adeta yaşam tarzı haline gelen mutlakiyeti çok rahatlıkla kabul edecek durumdadır.
SilBöyle oluncada egemen güçler rejimin kısıtlamasız olarak devamı için acıda olsa bir takım sert reçeteleri uygulamak zorunda kalacak, eski rejime dönüşü şüpheli görülen her olguya fırsat tanımayacaktır.
Bilindiği gibi devlet kendi rejimini korur, değişime izin vermez. Bu durum cumhuriyet rejiminde de mutlakiyet rejiminde de aynıdır değişmez. Kendisini yıkmaya çalışan her gücü yok etmek için elinden geleni yapar.