BÜYÜK FELAKETE HAZIRLIKSIZ YAKALANAN TÜRKİYE
Bugün 17.Ağustos.2013 ve bundan 14 yıl önce gece yarısı saat
03.02 de başlayan ve 45 saniye süren Kocaeli/Gölcük merkezli Richter ölçeğine göre 7,5 büyüklüğündeki
deprem, başta Adapazarı olmak üzere, İzmit ve Yalova İllerinde, birçok mahalle,
köy, kasaba, ilçe gibi yerleşim yerlerini adeta yerle bir etmiştir.
Depremin etkisi altında kalan İstanbul’un birkaç yerleşim
alanı ile diğer yakın iller ve 3 aya yakın bir zaman sonra Marmara depreminin
devamı niteliğindeki Düzce depreminde, resmi rakamlara göre toplam 17.480
insanımız ölmüş, 505 adedi sakat olarak yaşamlarına devam eden 23.211
insanımızda yaralanmıştır.
O günün iş adamlarının tesbitine göre başta yangına teslim
olan Tüpraş tesisleri olmak üzere birçok büyük ve orta büyüklükteki fabrika ve
işyerlerinin kullanılamaz duruma gelmesiyle toplam zarar 20 Milyar Doları
aşmıştır.
Bu büyük felaket Türk halkına, iş adamına, bürokrasiye vede
yönetimde bulunanlara unutulmaması gereken dersler vermiştir.
Kuzey Anadolu fay kuşağına bağlı körfez çıkışlı fay hattının
aktif olduğu bilinmesine vede her zaman için kırılacak olması gerçeğine rağmen,
ülkenin ekonomik kalbi mahiyetindeki sanayi tesislerinin bu bölgede adeta
intihar edercesine kurulması,
Yine bölge ve yakın illerdeki yapılaşmanın mevcut deprem
yönetmeliklerinin hiçbir maddesine uygun olarak yapılmaması, gerek yapıcı
firmaların, gerek onay veren resmi makamların
hiç birinin bu konuya dikkat etmemesi,
Tüm Anadolu’nun orta kısımları hariç tümünün deprem kuşağı
üstünde olmasına rağmen, ne o günkü nede daha önceki hükümetlerin depremle
ilgili hiçbir hazırlığının bulunmaması
Dünyanın sayılı yardım örgütlerinden birisi olduğunu gurur
duyarak dile getirdiğini defalarca söyleyen bir Kızılay’ın depremzadelere
verecek sağlam çadır temin edememesi ve verdiklerininde nerdeyse tamamının eski
ve yıpranmış durumda olması,
Tabi afetlerde en önemli kuruluş olan Sivil Savunma örgütünün
isminden başka hiçbir özelliğinin bulunmayışı,
“İnsanı deprem değil, insanın kendisi öldürür” olgusunu bir
türlü öğrenemeyen, felaketlerin Allah’ın bilgisi içinde meydana geldiği ve bir
nevi uyarı niteliği taşıdığı saçmalığına inanmış ve geleceğini tamamen yaradana
bırakmış bir geleneksel sunni İslam felsefesinin silinememesi ve kaderci,
şükürcü bir toplumun bilinçli olarak körüklenerek devamının sağlanması,
Son olarakda devlet kurumlarında kadrolaşmaktan başka
dertleri bulunmayan koalisyon ortaklarının, felaketlere ayıracak zamanlarının
bulunmadığı, hatta öyleki, deprem anında dahi gelen yardımlara, gelmesin
ihtiyacımız yok, onların niyeti genlerimizi öğrenmek gibi saçmalıklarla karşı
çıkan bakanların bulunması ve bu gibilere sesini yükseltmeyen, herkesi kendisi
gibi sanan sessiz bir Başbakan’ın iktidarda olması.
Düşünüyorumda bu gün aynı koalisyon iktidara gelse acaba
geldiğine pişmanmı olur dersiniz, çünkü kadrolaşacak kurum pek kalmadıda. Gelmiş
geçmiş partilerdeki böyle saçma bir anlayış ve geleneğin yokolmasına neden olan
ve satılmamış devlet kurumu bırakmayan AKP ne gelde teşekkür etme şimdi.
Deprem sonunda gerek yapımcılar ve gerekse kontrol birimleri
elemanları hakkında bir çok dava açılmış isede, çoğu kişilere verilen cezalar,
paraya çevrilmiş yada ertelenmiştir. Karara bağlanamayanlar ise zaman aşımı
nedeniyle düşmüştür.
DEPREM GÖRSELLERİ İÇİN..BURAYI TIKLAYIN.
DEPREM BELGESEL VİDEO :
Kanal-a tarafından hazırlanan17.Ağustos.1999 Depremi
Belgeseli 43 Dk.
İZLEYİN.
felaketin boyutu ürkütücü durumda.
9.48 Dk.
İZLEYİN.
ve havadan deprem hasarlarını
görüntüye almış. 20.04 Dk.
İZLEYİN.
Devlet nerdemi, gelir yavaş yavaş, Yardıma ihtiycımız yok, gelip
genetik şifrelerimizi çözecekler diyen bir Sağlık bakanımız olduktan
sonra. 3.35 Dk. İZLEYİN.
ortalık zifiri karanlık, iki üç el feneri ile olayın boyutunu çözmeye
çalışıyorlar, sonrasında ise feryatlar. 9.50 Dk.
İZLEYİN.
PERA BULVARI 28.6.2020
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder