Dün akşam üzeri bir arkadaşımla Skpye üzerinden bilgi paylaşımı için sohbet ederken, arkadaşım yakınmaya başladı ve rahat vermiyor bu sivriler diyordu.
Konuşurken bi yandan da balkon camından kırlangıçların akşam uçuşlarını izliyordum. Çok zarif, görünüşleri ve sesleri çok güzel olmasının yanında çok hızlı, seri ve ahenkli uçuşları insanı dinlendiren bu kuşları sabah akşam devamlı izlerdim.
Arkdaşım yanıl yakıla sizde yokmu sivri çok rahatsın deyince ona sadece, rahatsız edecek türde pek yok, bizde sadece yökyüzünde süzülen kırlangıçlar var dedim ve ekledim, bizde onları rahatsız edecek kimse olmadığı gibi yuvalarınada kimse dokunmaz, mutlu ve özgürce uçuşlarına devam ederler, tam sözüm bitecekken beklediğim yanıt geldi arkadaşımdan ve ne alaka , sinekle kuşlar arasında ne bağ olabilirki dedi.
Zaten amacımız paylaşım olduğu için bende anlatmaya başladım o güzel renkleri, sesleri ve ahenkli uçuşları ile göz dolduran kırlangıçları.
Kutup bölgeleri hariç dünyanın heryerinde yaşayabilen, Hirundinidea (Kırlangıçgiller) familyasından olan Kırlangıçlar sinek ve benzeri kanatlı hayvanları avlamak suretiyle beslenir ve yaşamlarını sürdürürler.
Bulunduğu bölgenin iklim yapısına göre yaz ayları sona erince, beslenme olanakları sona erdiğinden daha sıcak bölgelere sürü halinde göçederler ve ilkbaharda tekrar geri gelirler.
Fizyolojik yapı olarak boyları 12-23 cm. arasında, genelde siyah renkli ama karın kısmı beyaz, baş ve boyun kısmı parlak kahve yada maviye yaklaşır renktedir.
Çatallı kuyrukları, uzun ve sivri kanatları sayesinde çok hızlı dalış ve manevra yapabilirler, öyleki bazen 120 Km/h sürate 3 saniye gibi kısa bir zamanda ulaşırlar.
Ayakları kısadır ama tırnakları çok sivri olduğundan düz zeminlere rahatlıkla tutunabilirler. Birlikte yaşamayı seven kırlangıçların üçgen şeklindeki geniş ve yırtmaçlı gagaları açık olarak uçarken önlerine gelen sinek ve benzeri küçük kanatlı hayvanları kolaylıkla avlarlar.
Avaladıkları avları yuvada sırayla ağızları açık bekleyen yavrularına verir ve anında yine avlanmaya çıkarlar, özellikle bu besleme şekli çok ilginçtir, okadar hızlı ve ani hız yükselten bu hayvanlar, yuvalarına yaklaştığında yada karşılarına bir engel, set çıktığında anında yavaşlarlar, dururlar veya hızla yön değiştirirler. Siz uçuş anında onları izlerken, aman çarpacak diye endişeye kapılırsınız ama onlar asla hiçbir yere çarpmadan tabiri caizse anında fren yapabilirler.
ÜREMELERİ:
Kırlangıçların üremeleri yaz aylarında dişi kuşun yumurtladığı 4-5 yumurtanın yuvada kuluçkaya alınmasıyla başlar, genelde dişi kırlangıç kuluçkaya yatar ama bazen erkeğinde yattığı görülür.
Yavrular yumurtadan çıktığında ise anne babalarının getirdiği böceklerle beslenirler ve iki hafta gibi bir zaman içerisinde gelişip yuvayı terk ederler. Kuluçkaya yatma sayısı bazen yılda 2 veya 3 defa olabilmektedir.
Kırlangıçların yuvalarıda sağlam ve oldukça kullanışlıdır. Yuvalar kentlerde genel olarak çatı altlarına, saçaklarına, pencere oyuklarına yada duvar köşelerine çanak şeklinde çamur ve samandan yapılır.
Kent dışında gruplar halinde mağaralara, kayalara ve ağaçlara yuva yapan kırlangıç cinsleride bulunmaktadır.
Yuvayı genelde dişi kuş yapar, erkeğin getirdiği ve tükürüğü ile çamurlaştırdığı toprağı saman ve otlarla karıştırarak en geç sekiz gün içinde yuvayı tamamlarlar. Yuvanın içi tüy ve kıllarla döşenir, yapım anında ise geniş gagalarını sıva işinde mala gibi kullanırlar.
Yuvaların çoğunun ağzı bir kırlangıcın girebileceği kadar genişliktedir ve genelde 20 cm. eninde 10 cm. derinliğindedir.
Sonbaharda havaların serinlemesiyle göçü eden kırlangıçlar baharda çoğu zaman tekrar eski yerlerine ve yuvalarına geri gelirler, yuvalar hasar gördüyse onarıp yaşamlarını sürdürürler.
Gerek köylerde ve gerekse kentlerde olsun insanların en iyi yardımcı dostlarıdır, tarlarda zararlı böcekleri, kentlerde ise sivrisinek gibi rahatsız edici böcekleri avlamak suretiyle kendileri beslendiği gibi insanlarada yardımcı olmaktadırlar.
Kırlangıçlar uyku hariç tüm yaşamları uçmakla geçtiği için su içmeyide, banyosunuda çok kısa anlarda yapar, öyleki bir su birikintisi gördüğünde, banyo yapmak için aniden suya iner, gagasını yada vücudunun bir kısmını suya sokar ve hemen silkenerek havalanır, bu onun banyosu ve su içmesi sayılır.
Bacakları kısa ve çok zayıf olduğundan hemen hemen yürümeyi beceremezler, yürürken nerdeyse sürünüyor izlenimi yaratırlar.
Avrupa’da popülasyonları en yüksek derecede olan kuşlardan biride bu güzel sesli ötücü kırlangıçlardır.
Çok dikkatlidirler ve tehlikelere azami dikkati gösterirler, herhangi bir tehlike hissettiklerinde bulundukları yeri hatta bölgeyi anında terk ederler. Bunun için bu hayvanlardan yoksun kalmak istemiyor isek onları koruyalım, kollayalım, yuvalarına veya kendilerine zarar verenleri, verecek olanları uyaralım ki her zaman bizimle birlikte yaşamı paylaşsınlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Kırlangıçlar Hakkında Diğer bilgi ve Hikayeler :
Kırlangıçların halk arasında ömürlerinin 6 ay olduğu söylensede, aslında 9 yıla kadar yaşar bu güzel kuşlar ama yılın 6 ayı gelip sonra göç ederek yokoldukları için, bu yaşam süresi dilden dile dolaşarak gerçek sanılmıştır.
Kırlangıçlar göç esnasında günde tahmini 300 km. yol katederler ve gündüz uçarlar.
Özgürlüklerine son derece düşkün olan bu kuşları kafeste yada kapalı alanda beslemek mümkün değildir.
Avcuma aldım, sıkı sıkıya yapıştı parmaklarıma, üşümesin diye iki avcumun içine alarak eve doğru (Şişli) yürümeye başladım, otobüsten korkar bir şey olur düşüncesiyle binmedim. Avcumda çırpınmaya başladı uçar sandım ve yere bıraktım ama uçamadı tekrar aldım eve geldim.
Ekmek verdim yemedi ama annem bulgur vermiş çok az yemiş azda su içmiş.
Bu kuşlar ne yer nasıl beslenir bilen varsa lütfen paylaşsın.
Arkadaşım benimde var aynı kuştan, kırlangıç yani. İlk önce serçe sandım bişeyler verdim ama tam yemedi, sonra bir arkadaşın önerisiyle bisküvi aldım ezdim, içine süt koyup karıştırdım, çocuk maması gibi olsun yani biraz katı, sonra bunun içine birazda yumurta sarısı koyup karıştırdım, kürdanla yedirdim, çok sevdi. Su ya gelince küçük bir kapağa koyup gagasına değdirdim içti ve tekrar ettim suyunuda içmiş oldu şimdi uyuyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bir hikaye :
Kırlangıcın biri bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röfleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık…Tık…Tık…
Adam cama bakmış ama içerde işiyle uğraşıyormuş.. Meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç.
Heyecanlı kırlangıç , telaşını bastırmaya çalışarak derin bir nefes almış ve şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:
-Hey adam! Ben seni seviyorum, nedenini niçinini sorma, uzun zamandır seni izliyorum.
-Bugün cesaret buldum konuşmaya.
-Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al, birlikte yaşayalım.
Adam birden parlamış :
-Yok daha neler. Durduk yerde sende nerden çıktın şimdi? Olmaz alamam demiş, gerekçeside pek sersemceymiş :
-Sen bir kuşsun, hiç kuş insana aşık olurmu?
Kırlangıç mahçup olmuş, başını önüne eğmiş ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş:
-Adam adam ! Hadi aç artık şu pencereni, al beni içeri.
-Ben sana dost olurum, hiç canını sıkmam.
Adam kararlı, adam ısrarlı :
-Yok, yok ben seni içeri alamam demiş. Birazda kaba mıymış, neymiş, lafı kısa kesmiş.
Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş :
-Bak soğuklarda başladı, üşüyorum dışarıda, aç şu pencereyi al beni içeri.
-Yoksa sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım, çünkü ben ancak sıcakta yaşarım.
-Pişman olmazsın, seni eğlendiririm, birlikte yemek yeriz, bak hem sende yalnızsın, yalnızlığını paylaşırım demiş.
BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ. Adamda bu yalnızlık gerçeğine içerlemiş, pek bir sinirlenmiş :
-Ben yalnızlığımdan memnunum demiş, kuştan onu rahat bırakmasını istemiş, düpe düz kovmuş sevimli kuşu.
Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını öne eğmiş çekip gitmiş.
Aradan zaman geçmiş, adam önce düşünmüş sonra itiraf etmiş :
Hay benim akılsız başım, ne kadar aptallık ettim. Beklenmedik bir nda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim.
Niye onun teklifini kabul etmedimki?
Şimdi böyle kös kös oturacağıma keyifli vakit geçirirdik birlikte demiş.
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yinede kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş :
Sıcaklar başlayınca , kırlangıcım nasıl olsa gelir, bende onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim demiş.
Uzunca bir süre sıcakların gelmesini beklemiş, gözü yoldaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş ama onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş, gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.
Sonunda danışma ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş, olanları anlatmış, bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve :
KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR.
HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR,SADECE BİR KEZ ÖNÜNÜZE ÇIKAR VE DEĞERLENDİREMEZSENİZ UÇUP GİDER.
HAYATTA BAZI İNSANLR VARDIR, SADECE BİR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR DEĞERİNİ BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER VE ASLA GERİ DÖNMEZLER.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ama olmadı, son kırlangıç ömrünün yarısına kadar yaşadı, ölmeden önce yazdığı “Üstü Kalsın” adlı şiirinde belirttiği gibi 59 yaşında yaşama veda etti.
Üstü Kalsın şiirinde :
Ölüyorum Tanrım,
Buda oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür,
Biliyorum Tanrım.
Ama ayrıca, aldığın bu hayat
Fena değildir.
Üstü kalsın.
Diyordu ve dediği gibide öldü.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder