ARAP BAHARI !!! DEMOKRASİ !!! ve sıra SURİYE de.
Yüzölçümü 185.000 km2. nüfusu ise 2009 seçimlerine göre 22 Milyon olan Suriye, Laik liği kabul etmiş tek Müslüman Arap Devletidir.
İller adına Mıntıka denilen 60 İlçeye, İlçeler ise adına Nahiye denilen 206 bucağa bölünmüştür ve en küçük yönetimsel bölüm olan bucaklar küçük yerleşim birimleri olan köyleri içinde barındırmaktadır.
Suriye’nin Başkenti ülkenin en büyük şehri olan Şam, diğer büyük şehirleri ise Halep, Humus ve Lazkiye’dir.
Akdeniz’e kıyısı olmasına rağmen Suriye’nin iç ve güneydoğu kesimleri çöllerle kaplıdır ve ülkenin 2/3 si çöldür. Akdeniz ikliminin içerilere ulaşamamasının sebebi ise kıyı boyunca uzanan 1000 m. Ye kadar yüksekliğe ulaşan Ensariye Dağlarıdır.
Petrol ve fosfat gibi önemli yer altı kaynaklarına sahip ülkenin diğer önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Suriye Tarihi :
Kenanlılar, İbraniler, Aramiler, Asurlular, Babiller, Persler, Yunanlılar, Romalılar, Bizans, Selçuklular, Haçlılar Osmanlılar ve Fransızlardır.
Suriye’nin en etkili yönetim dönemleri Emevi ve Memluk Devleti zamanlarıdır. Şam bu dönemlerde her iki devletinde yönetim merkezi olmuştur.
1400 Yılındaki Timur saldırısında Memluk Devleti tarihten silinmiş ve Suriye 1517 yılında Osmanlı egemenliği altına girmiş 403 yıl boyunca Omsanlılar tarafından yönetilmiş ve1 nci Dünya Savaşı’ndan sonra 1920 de Fransızların yönetimine geçmiştir.
2 nci Dünya Savaşı’ndan sonra 1946 da bağımsızlığına kavuşan Suriye, çalkantılı bir dönemden sonra 1958 de Mısır’la birleşerek “Birleşik Arap Cumhuriyeti” ni kurmuş iselerde bu birliktelik ancak 3 yıl sürmüş 1961 yılında ise sona ermiştir.
Suriye’de Etnik Yapı :
Ülke nüfusunun %88 lik bölümü Arap tır,geri kalan bölümde ise %6 sı Kürt, %2.8 i Ermeni, %1 i Türk, %1 i ise Rum kökenlidir. %1 lere ulaşmayan etnik gruplarıda Süryaniler, Keldaniler, Nasturiler, Çerkezler ve Yahudiler oluşturmaktadır.
Suriyede Din :
Laik bir devlet olarak nitelendiği için Suriye’de resmi devlet dini yoktur.
Nüfusun çoğunluğu Müslümandır ve bunların %74 ü Sunni Mezhepten, %12 si ise Devlet Başkanı Başşer Esed’inde mensup olduğu Nuseyri Mezhebidir.
Nuseyriler’in bir adıda Arap Alevileri olarak geçer ve bunlar Ehli Sünnet Alimlerinin “Gulatu’s-si’a” (Şiilerin Taşkınları) diye adlandırdıkları fırkalara mensup ve Hz.Ali’nin ilah olduğuna inanan bir kitledir.
Nuseyriler’in Hristiyan inancındaki teslise (üçlemeye) benzer bir inanış biçimleri vardır ve genellikle Lazkiye bölgesinde çoğunluğu teşkil ederler.
Geriye kalan nüfusun dinleri ve inanışları ise %10 a yakın bölümü Hristiyan, % 0.8 i Dürzi, az sayıda da Yahudiler ve Yezidiler dir.
Suriye’de Dil :
Suriyeliler Sami ırkından geldikleri için Sami dili Arapçası ile konuşurlar ve resmi dilide Arapçadır. Ülkede ayrıca Kürtçe, Türkçe, Süryanice, Ermenice ve Çerkezce gibi değişik etnik unsurlara ait dillerde konuşulmaktadır.
Suriye'de Sosyal yaşam:
Suriye anayasında Laik lik ilkesi belirtilmiş isede, ülkenin tamamında bu ilkelere uyulmadığı açıkça görünmektedir.

Nüfusun %80 ine yakın bir bölümünü teşkil eden sunni müslümanların bulunduğu bölgelerdeki halkın büyük çoğunluğu yine islami esaslara göre yaşamlarını sürdürmekte, laiklik ilkelerine ve medeni kanunlara uygun yaşamı ise sadece Devlet Bşk.Başşer Esed'inde içinde bulunduğu Arap Alevileri ile Hristiyanlar yerine getirmektedir.
%20 dolaylarındaki bu kesim genelde Şam ve Akdeniz'e sahili bulunan yörelerde yaşamaktadırlar.
Azda olsa Yurdumuz sosyal yaşam tarzı Suriye'dede kendini göstermekte, Sunni İslami kesimin yoğun olduğu doğu bölgelerinde aşırı bir muhafazakar yaşam tarzı sürerken, batı bölgelerinde ise adeta Avrupai bir yaşam tarzı görünmekte, bu bölgelerde halk ve turistler rahatlıkla plajlara gitmekte, eğlence yerlerinde eğlenmektedirler.
Bölgelerdeki kadın erkek ayrımcılığı ve giyim kuşam farklılıklarıda açıkça görünmekte, doğu bölgelerinde kadınlar hep arkada ve ikinci planda yeralırken, batı bölgelerinde ise kadın erkek eşitliği farkedilecek kadar dikkat çekmektedir.
Ülke 1963 Yılından itibaren sosyalizm ilkelerine benzer “Sosyalist Halk Demokrasisi” diye anayasalarında adlandırılan Laik bir sistemle Baas Partisi tarafından yönetilmektedir.
Devlet Başkanlığı’nı 1970 Tarihinden itibaren ölüm tarihi olan 2000 yılına kadar Hafız Esed yapmış, onun ölümünden günümüze kadar zaman aralığında ise bu görev oğlu Başşer Esed tarafından yürütülmüş ve halende yürütmektedir.

Nüfusun %80 ine yakın bir bölümünü teşkil eden sunni müslümanların bulunduğu bölgelerdeki halkın büyük çoğunluğu yine islami esaslara göre yaşamlarını sürdürmekte, laiklik ilkelerine ve medeni kanunlara uygun yaşamı ise sadece Devlet Bşk.Başşer Esed'inde içinde bulunduğu Arap Alevileri ile Hristiyanlar yerine getirmektedir.
%20 dolaylarındaki bu kesim genelde Şam ve Akdeniz'e sahili bulunan yörelerde yaşamaktadırlar.
Azda olsa Yurdumuz sosyal yaşam tarzı Suriye'dede kendini göstermekte, Sunni İslami kesimin yoğun olduğu doğu bölgelerinde aşırı bir muhafazakar yaşam tarzı sürerken, batı bölgelerinde ise adeta Avrupai bir yaşam tarzı görünmekte, bu bölgelerde halk ve turistler rahatlıkla plajlara gitmekte, eğlence yerlerinde eğlenmektedirler.
Ülke 1963 Yılından itibaren sosyalizm ilkelerine benzer “Sosyalist Halk Demokrasisi” diye anayasalarında adlandırılan Laik bir sistemle Baas Partisi tarafından yönetilmektedir.
Devlet Başkanlığı’nı 1970 Tarihinden itibaren ölüm tarihi olan 2000 yılına kadar Hafız Esed yapmış, onun ölümünden günümüze kadar zaman aralığında ise bu görev oğlu Başşer Esed tarafından yürütülmüş ve halende yürütmektedir.
Ancak 18 Aralık 2010 tarihinde sihirli bir deyneğin dokunuşu gibi Tunus’ta başlayıp tüm Kuzey Afrika ve Arabistan Yarımadasında hızla yayılan ve adına Demokrasi yutturmacası Arap Baharı denilen protestolar, Suriye’dede başlamış ve iktidarı sarsar duruma gelmiştir.
ABD ve batı ülkelerinin bu isteğine direnen sadece iki ülke kalmıştır, Suriye ve İran.
Suriye’de bunu başarmak için gerekli zemin ve toplum hemen hemen hazır demektir. Zira nüfusun %80 ine yakın bulunan vede her nedense ABD nin sempatiyle baktığı Sunni İslam kesimi, Başşer Esed’in düşürülmesi için Müslüman Kardeşler adı altında bayrak açmıştır.
Düne kadar kardeşim dediği şimdi ise can düşmanı olarak gördüğü Esed’i devirmek için elinden geleni esirgemeyen AKP iktidarı ile yandaş medya sayesinde sonuca varmak sanırım gerçekleşebilecektir.
Ancak son sırada bulunan İran’ın, bu tür demokrasi yada bahar oyunlarıyla dize getirilmesi pekde kolay olmayacaktır, bunun sebebide ABD nin çok sevdiği,aynı zamanda da ABD sevdalısı gibi görünen Sunni İslam kesimin İran’da bayrak açacak kadar çoğunlukta olmadığıdır.
Sonuç olarak tek temennimiz, güçlü ülkelerce paylaşılmaya çalışılan dünyamızda başımıza istenmeyen olayların gelmemesi olacaktır.
ETİKETLER : ARAP BAHARI SUNNİ İSLAM ESAD NUSEYRİLER MÜSLÜMAN KARDEŞLER
Tweetle
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder